Beyoğlu: Kadim şehir İstanbul'da ilklerin ilçesi (Beyoğlu'nun tarihi)
İstanbul'un gözde ilçesi Beyoğlu, tarih boyunca birçok ilkin yaşandığı ilçe olarak biliniyor. İstanbul'da ilk tersane, ilk banka, ilk stad Beyoğlu'nda yer aldı. İlk tiyatro oyunu oynandı ve ilk tramvay Beyoğlu'ndan yola çıktı.
Bizans döneminde yabancı tüccarların yaşadığı yeri tanımlamak için "Pera" olarak adlandırılan bölgeyi de içine alan "Beyoğlu" olarak semtin tarihi çok eskilere dayanıyor. Adının nereden geldiğine dair birçok rivayetin yer aldığı ilçe, geçmişte olduğu gibi günümüzde de en gözde yerleşim ve ticaret merkezlerinden biri oldu.
Kentin en önemli kültür, eğlence ve iş merkezlerinden olan Beyoğlu, İstanbul'un en önemli caddesi olan İstiklal Caddesi'ni de kapsıyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı Beyoğlu, tarihte ilklerin yaşandığı ilçe olarak ön plana çıkıyor. Gelin ilklerin ilçesi Beyoğlu'na bir göz atalım.
Osmanlı'nın modern manada ilk belediye binası, Şişhane Meydanı'ndaki Beyoğlu Belediyesi'dir. Bina, Edouard Blacque Bey'in 1879-1883 yılları arasındaki reisliği döneminde inşa edildi.
Haliç ve tarihi yarımada manzarasına hakim estetik yapının mimarı, İtalyan Giovanni Battista Barborini'dir. 1960'lı yıllarda kaymakamlık olarak kullanılan bina, 1984'ten itibaren yeniden Beyoğlu Belediyesi başkanlık binası olarak kullanılmaya başlandı.
Bir rivayete göre bugün Perşembe Pazarı'nda bulunan Arap Camii İstanbul'da yapılan ilk camidir. İstanbul'u kuşatmaya gelen Emevi ordusunun 717 yılında camiyi inşa ettirdiği öne sürülür.
Sanat tarihçisi Semavi Eyice ise yapının fetihten sonra kiliseden camiye çevrildiğini belirtti. Çevresine Endülüs'ten kaçan Arapların yerleşmesi sebebiyle Arap Camii adını aldığını savunur.
İstanbul'da ilk tiyatrocular Beyoğlu'nda sahne aldı. Kente gelen ilk tiyatrocular, Beyoğlu'nda konaklamayı tercih ederlerdi. İlk oyununu 1888'de oynayan Fransız Sarah Bernhardt, 1889'da kente gelen İtalyan Ernesto Rossi ve aynı yıl ilk oyununu Beyoğlu'ndaki Odeon Tiyatrosu'nda sahneleyen Manuet Sully, Beyoğlu'nun ve İstanbul'un gördüğü ilk tiyatro oyuncularıydı.
İstanbul'daki ilk sinema salonu Pathe, 1908'de, Sigmund Weinberg tarafından Tepebaşı'nda kuruldu. Darülbedayi'nin komedi bölümünde ilk yerleşik sinema salonu olarak hizmet vermeye başlayan Pathe, daha sonra Amfi, Asri ve Ses Sineması adlarıyla seyircilerini ağırlamaya devam etti.
Beyoğlu'nda ilk film gösterimi 1896'da İstiklal Caddesi’nde bulunan Sponeck Birahanesi'nde yapıldı. Lumiere Kardeşler'in 1895'te Paris'te gösterdikleri filmin burada izleyici ile buluştu. Film gösterimi, canlı projeksiyonlarla günde 4 kez yapıldı.
Türkiye'nin ilk elektrikli asansör sistemi 1892'de Pera Palace Hotel'de kuruldu. Asansör, Pera Palace Hoteli'nin mimarı Alexander Vallaury tarafından yapıldı.
Neo klasik çizgilere sahip asansörün yapımında, dökme demir ve ahşap malzemeler kullanıldı.
İlk atlı tramvay, 1871 yılında İstanbul'da 4 hatta çalışmaya başladı. Bu hatlardan biri, Azapkapı-Galata arasında çalışan hattır. Ardından, Kabristan Sokağı-Tepebaşı-Taksim-Pangaltı-Şişli ve Fatih-Edirnekapı-Galatasaray-Tünel hatları açıldı.
Atlı tramvay yerini, 1914 yılında elektrikliye bıraktı. İlk elektrikli tramvay, Karaköy-Ortaköy arasında hizmete başladı.
Bank-ı Dersaadet, Sultan Abdülmecid döneminde İstanbul'da Galata bankerlerince kurulan ilk Osmanlı bankası olarak biliniyor. 1847 yılında kurulan banka, yabancı ülkelere kabul edilen poliçeleri yüzünden olan kısa vadeli borcunu ödeyemediği için 5 yıl sonra kapatıldı. Daha sonra yerine Osmanlı Bankası adı altında bir banka kuruldu.
Türk futbolunda da önemli bir yere sahip Beyoğlu ilçesinde, Taksim Kışlası'nın avlusuna yapılan Taksim Stadyumu, İstanbul'un ilk stadı oldu.
Stadyum, 1921-1940 yılları arasında maçlara ev sahipliği yaptı. Türk Milli Futbol Takımı, ilk maçını bu stadyumda Romanya'ya karşı 1923'te oynadı, 1940'ta Taksim Meydanı'nın düzenlenmesiyle yerini Taksim Parkı'na bıraktı. İki ahşap tribünü bulunan stadın seyirci kapasitesi yaklaşık 8 bin kişilikti.
Türk futbol tarihinin ilk gece maçı 9 Eylül 1933, saat 21:00'de Taksim Kışlası Stadı'nda oynandı. Fenerbahçe ile Beyoğlu arasında oynanan karşılaşmayı Fenerbahçe 4-2 kazandı. Taksim Stadı'nın 1939'da yıkıldı.
Londra metrosunun 1863'te başlamasından on iki yıl sonra hizmete giren ve Karaköy'ü yeraltından Cadde-i Kebir'e (İstiklal Caddesi) bağlayan Tünel, dünyanın en eski ikinci metrosu. Ticaretin ve bankacılığın merkezi Galata'yı Beyoğlu'na bağlayan sokaklardan günde ortalama 40 bin kişinin inip çıktığının tespit edilmesiyle geliştirilen tünel 17 Ocak 1875'te hizmete açıldı.
Fetihten sonra İstanbul'daki ilk tershane de Fatih Sultan Mehmet döneminde 1455'te Haliç'te kurulan Tersane-i Amire'dir. Bugünkü adıyla Haliç Tersaneleri, Haliç, Camialtı ve Taşkızak Tersanelerini kapsar. 1827'de ilk yüzer havuz ve ilk buharlı gemi Taşkızak Tersanesi'nde inşa edildi. TARİHİ YARIMADA GEZİ REHBERİ
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne göre Türk bilgini Hezarfen Ahmed Çelebi, kuşların uçuşunu inceleyerek yaptığı kanatlarla Okmeydanı'nda ilk denemesini yaptı. Kuş kanatlarıyla Galata Kulesi-Üsküdar Doğancılar arasındaki 3 bin 358 metrelik uçuşuyla 1632'de Türk havacılık tarihine adını yazdırdı.
Beyoğlu'nun en önemli simgelerinden birisi olan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından, 528'de "Fener Kulesi" olarak inşa edildi. IV. Haçlı Seferi'nde tahrip edilen kule, 1348'de "İsa Kulesi" adıyla Cenevizlilerce yeniden yapıldı. Daha sonraki dönemlerde tamir edilen kulenin üçüncü katına kadar olan alt kısmı Ceneviz, yukarısı ise Osmanlı-Türk yapısıdır. İstanbul Boğazı ve Haliç'in panoramik olarak izlenebildiği Galata Kulesi, 2013'te, UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edildi. BİR İSTANBUL MASALI: GALATA KULESİ
Resmi ilk yabancı okul, 1583'te Cizvit rahiplerince açılan Saint-Benoit'dır. Beyoğlu’nda açılan en eski Latin-Katolik okulu olma özelliğini de taşıyan Saint-Benoit'in ders programına 1693'te Türkçe dersi konuldu. 1813'te, II. Mahmut'un fermanıyla okula Türklerin de kabul edilmesi sağlandı. Saint Benoit, bugün Türk milli eğitim sistemi içerisinde faaliyetlerini sürdürüyor.
İstanbul'un fethinden sonra kurulan ilk top döküm merkezi, Tophane-i Amire'dir. 15. yüzyılda kurulan merkez, Osmanlı ordu ve donanmasının askeri topların üretildiği yerdi. Bina, 1850'lerden silah sanayisinin ve silah ticaretinin merkezi oldu.
1992'de Mimar Sinan Üniversitesi'ne devredilen binanın bugün 3 ayrı sergi salonu bulunuyor. Tophane-i Amire Binası, yurt içi ve yurt dışı sergilere ev sahipliği yapıyor.
Sultan Abdülmecid'in kararı ile Dolmabahçe Gazhanesi'nin üretim fazlası havagazı ile 1856 yılında Beyoğlu bölgesine havagazı verilmeye başlandı. Havagazı ile İstanbul'da ilk defa cadde-sokak aydınlatması Yüksek Kaldırım ve İstiklal Caddesi aydınlatılarak gerçekleştirildi. Taksim'den Karaköy'e kadar 80 adım aralıklarla döküm direkler dikildi, lambalar asıldı. Dolmabahçe Gazhanesi'nden boru hatları çekilen gaz ile sokaklar aydınlatıldı.
Beyoğlu'nda 1870 yılında meydana gelen ve "Büyük Beyoğlu Yangını-Harik-i Kebir" olarak bilinen yangın İstanbul'da meydana gelen en büyük yangınlardandır.
Beyoğlu'nun yeniden yapılanması, düzenli itfaiye taburlarının oluşturulması, yangın sigortasının yaygınlaştırılması, kagir binaların sayısının artması, Şişli ve Nişantaşı gibi semtlerin önem kazanması, bu yangından sonra başlamıştır. Osmanlı Devleti'nde sigortacılık, 1870'teki büyük Beyoğlu yangınından sonra yaygınlaştı. TÜRKİYE'DE GÖRÜLMESİ GEREKEN 50 YER
NTV
Kaynak : ntv.com.tr
Beyoğlu: Kadim şehir İstanbul'da ilklerin ilçesi (Beyoğlu'nun tarihi)
Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız
https://www.ntv.com.tr/galeri/seyahat/beyoglu-kadim-sehir-istanbulda-ilklerin-ilcesi-beyoglunun-tarihi,ohkR0xJvtUmVYk9Ev3khng